2 research outputs found

    Relationship between serum resistin and lipid levels in patients with psoriasis

    Get PDF
    Amaç: Psöriasis, artmış kardiyovasküler hastalık (KVH) riski bulunan inflamatuar deri hastalığıdır. Henüz etyolojisi tam olarak belirlenememiştir. KVH'da yağ dokusundan salgılanan resistinin serum total kolesterol, LDL, trigliserid seviyeleriyle pozitif korelasyon gösterdiği belirtilmiştir. Bizim çalışmamızda da amacımız serum resistin seviyeleriyle lipid profilinin psoriasis hastalarında ilişkisini ve Psöriazis alan şiddet endeksi (PAŞİ) ile korelasyonunu araştırmaktır. Materyal ve Metod: Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğine başvuran sağlıklı kişilerden kontrol grubu; grup I (n=34) ve psoriasis tanısı konulan hastalardan hasta grubu; grup II (n=37) olmak üzere iki grup oluşturuldu. Yaş, cinsiyet, tansiyon, BMI değerleri ve PAŞİ skorlaması tespit edildi. Gruplardan toplanan serum örneklerinde resistin seviyesi, lipid profiline bakıldı. Bulgular: Psoriasis hastalarını kontrol grubuyla kıyaslandığında serum resistin seviyeleri (grup I: 6,4±2,3 ng/ml; grup II: 12,3±3,0 ng/ml), total kolesterol (grup I: 167±31 mg/dl; grup II: 189±43 mg/dl), LDL seviyeleri (grup I: 90±21 mg/dl; grup II: 129±31 mg/dl) anlamlı olarak hastalarda yüksek tespit edildi (sırasıyla p=0.001; p<0,05; p=0,01). Serum resistin seviyesiyle LDL kolesterolün pozitif korelasyon gösterdiği saptandı (r=0,306). PAŞİ skorlamasının serum resistin seviyeleriyle güçlü pozitif korelasyon gösterdiği tespit edildi (r=0,669). Sonuç: Psoriasis hastalığında artan kardiyovasküler hastalık riskin olduğu bilinmektedir. Bizim çalışmamızda da kardiyovasküler hastalıkta arttığı tespit edilmiş resistin ve total kolesterol ve LDL seviyelerinin psoriasis hastalarında arttığı ve hastalığın şiddetini gösteren PAŞİ skorlamasıyla korele olduğu bulunmuştur. Hastalığın şiddetinin artmasıyla yükselmiş olabileceğini tespit ettiğimiz resistin seviyesinin psoriasis hastalarında lipid profili kadar çalışılmasının anlamlı olabileceği düşünülmektedirPurpose: Psoriasis is inflammatory skin disease which has increased risk of cardiovascular disease. The etiology is unknown, yet. In cardiovascular disease, resistin which is secreted from adipose tissue, was found correlated with the levels of total cholesterol and LDL. In our study, we aimed to study the relation of serum resistin and lipid levels in patients with psoriasis and correlation of Psoriasis Area and Severity Index (PASI). Material and Methods: In Mustafa Kemal University, Faculty of Medicine, Department of Dermatology, thirty-seven healthy subjects (group I) and thirty-four patients with psoriasis (group II) were enrolled for two groups. The age, gender, blood pressure, body mass index (BMI) and PASI were determined. The level of resistin and lipid profile were studied in serum. Results: The level of resistin in patients with psoriasis (12,3&plusmn;3,0 ng/ml) was found increased compared with healthy subjects (6,4&plusmn;2,3 ng/ml) (p=0.001). The level of total cholesterol and LDL were increased in patients with psoriasis compared with healthy subjects, respectively (189&plusmn;43 mg/dl;129&plusmn;31 mg/dl) (p&lt;0,05; p=0,01). The level of resistin was determined correlated positively with LDL (r=0,306). The level of resistin was found strong correlated positively with PASI (r=0,669). Conclusion: The high risk of cardiovascular disease in patients with psoriasis is known. In our study, the levels of resistin, total cholesterol, LDL which increase in cardiovascular disease, was found increased in patients with psoriasis and correlated with PASI. The level of resistin may be increased with increasing severity of the disease, so that it is thought to be significant determining like the lipid profile in patients with psoriasi

    Çeşitli sistemik hastalıklarda plasenta ve göbek kordonu damar endotellerinde hücre adezyon molekülleri

    No full text
    AMAÇ: Normalde, ve venöz ve/veya arteriyel trombusların görüldüğü preeklampsi, herediter anti-trombojenik faktörler tarafından oluşturulan hastalıklar ve otoimmun bozukluklarda (antifosfolipid sendromu) plasental ve göbek kordonu damar endotellerinde hücre adezyon moleküllerinin dağılımım saptamak, normalle karşılaştırarak değişiklik olanları belirlemek ve bu değişiklikler ile hastalıkların etyopatogenezinin açıklamasına moleküler düzeyde katkıda bulunmaya çalışmaktır. Literatürde benzer bir çalışma bulunmamaktadır. GEREÇ VE YÖNTEM: Normal ve patolojik plasenta ve göbek kordonlarından alınan doku örnekleri sıvı azotta donduruldular. Alınan kesitler çeşitli endotel adezyon molekülleri ile indirekt immunperoksidaz yöntemi ile boyanıp ışık mikroskobu ile incelendiler. BULGULAR: Endotel adezyon moleküllerinin normal ve patolojik plasenta ve göbek kordonu damarlarındaki dağılımları saptandı ve karşılaştırıldı. Patolojik dokuların hepsinde değişen oranda birden fazla adezyon molekülünün ekspresyonu görüldü. SONUÇ: İncelediğimiz patolojilerin hepsinde endotelin ekprese ettiği adezyon moleküllerinde önemli değişiklikler olmuştur. Bu da endotelin kan ile doku arasındaki geçişi kontrol ettiği mekanizmaların değiştiğini / bozulduğunu göstermektedir. Bu değişiklikler hastalığın etyopatogenezinin altında yatan moleküler mekanizmanın parçası olabilecekleri gibi, hastalığın sonucu da olabilirler. Endotel uyarımmdaki etkili faktörlerin daha başka çalışmalarla ortaya konmasından sonra bu moleküller tedavi amaçlı olarak da kullanılabileceklerdir
    corecore